Rekabet Gücümüz Devalüasyonlara Ezdirilmemelidir

 Küresel ekonomi daraldı. ABD-Çin ticaret savaşları başladı. Üstüne pandemi derken, son günlerde yine yanı başımızda Rus-Ukrayna savaşı başladı. Böyle kaos sürecinde ekonomiyi idare etmek de, şirketleri yönetmek de kolay değil. Her şeye rağmen Mersin ticarette, sanayide, tarımda, turizmde, lojistikte hem yeni girişimci yaratmaya, şirket sayısını arttırmaya, hem de istihdam yaratmaya devam ediyor. Mersin İhracatı 6 milyar doları buldu.  
Mersin özelinde baktığımızda ihracattaki artışı görüyoruz:
2019 : 2.8 milyar dolar ihracat ( pandeminin başladığı dönem)
2020 :  3.2 milyar dolar ihracat ( pandeminin zirve dönemi)
2021 :  4.2 milyar dolar ihracat (kısıtlamaların kısmen devam ettiği dönem)
2022 : 5.9 milyar (Mersin İhracatta Türkiye 7’incisi)
Bu ihracat rakamlarının içinde sanayi ve imalat oranı % 70

Hiçbir kent, nüfusunun yarısı kadar olan göçü yönetemez 
Mersin bunu başardı…
Birkaç yıl önce 10 binlerde olan MTSO üye sayısı bugün 31 bin rakamına ulaşmıştır. Elbette ekonomik sorunlar başta olmak üzere çok farklı nedenlerden dolayı kapanan şirketler varsa da kurulan şirket sayısı kapanan şirket sayısından çok daha fazladır. Mersin, MTSO’nun da büyük destek ve kolaylaştırmalarıyla, verdiği destek ve gösterdiği vizyonla, yatırımcı dostu bir ortamla şirketlere ve yatırımcılara uygun bir yatırım eko-sistemi yaratmaktadır. Mersin işsizlik rakamları genelde Türkiye ortalamasına paralel seyretmektedir. Ancak, Mersin iş ve aş üreten bir kenttir. Suriye’de olayların ardından gelen yüzbinlerce Suriyeli mülteciye de ev sahipliği yapıyoruz. Son aylarda buna Rus ve Ukrayna’dan gelen ve sayıları 60’bini geçen insanları da eklerseniz, neredeyse merkez nüfusunun yarısına yakın büyük bir göç alan Mersin’in ekonomik anlamda sırtladığı yükü sorunsuz şekilde idare ettiğini göreceksiniz. Bu kolay bir şey değil. Mersin’in gerek ekonomik sektörel çeşitliliği, gerekse toplumsal demokrasi ve hoşgörü kültürü demografik sorunları bir avantaja çeviriyor. Mersin yatırımcı çeken bir kent ama özellikle sanayi üretiminde yeterli arazi yok. Kamuya ait olan tarıma uygun olmayan araziler üretime tahsis edilirse bu doğrudan kentin istihdamına yansıyacaktır.
Bekleyen kamu projeleri ülke ekonomisinin gelişmesini engelliyor
Mersin vergi verme oranı ile Türkiye beşincisidir. Yani, Mersin, Türkiye’nin en büyük beşinci ekonomisidir. Ancak, Mersin yatırımlarda verdiğinin karşılığını almıyor. En büyük sorumuz bırakın yeni yatırımları, yarım kalan yatırımların sayısının çok fazla olmasıdır. Çukurova Havalimanı, Akdeniz Sahil yolu, Çeşmeli-Taşucu Otoyol Projesi yarım kalan, bekleyen projeler arasında. Sadece Mersin için değil, bölge ekonomisi için de bu yatırımlar çok önemlidir. Öte yandan Mersin Lojistik Merkezi ( köyü), Mersin Ana Konteyner Limanı gibi Doğu Akdeniz’i lojistikten dış ticarete, tarımdan sanayiye ve turizme kadar yeni bir Marmara Bölgesi yapacak projeler planlanmış olsa da hala beklemektedir. Öte yandan Mersin, girişimcisinin bir araya gelerek aldığı ihale ile Kargıcık Turizm Projesi’nin hayata geçecek olması ise sevindiricidir. Geçtiğimiz aylarda hayata geçen Türkiye’nin ilk ve tek Tarım-Gıda Teknoparkı olan Mersin Agropark gurur projelerimizden birisidir. 
2023 yılının önemli riskleri var
Ekonomik belirsizlik, küresel anlamda ekonomik durgunluk tahmini, Türkiye özelinde ENFLAYON-KUR VE FAİZ sarmalı, enerji maliyetlerinin artması, kredi ve finansmana erişim zorlukları… Aslında bunlar 2022 yılında da en önemli sorunlarımızdı. Görünen o ki 2023 yılında da benzer sorunlarla mücadele edeceğiz.  Alınacak önlemler CANLI BİR EKONOMİ yaratmaya yönelik olmalı.  Ticarette, ihracatta daha agresif olmak, farklı pazarlar bulmak zorundayız. PLANLI BİR EKONOMİYE GEÇMEK ZORUNDAYIZ…
2023 yılından öncelikle ekonomik ve siyasi istikrar bekliyoruz 
Siyasi ve ekonomik istikrar herkesin beklentisidir. Fiyat istikrarı ve finansal istikrar ekonominin bel kemiğidir. Rekabet gücümüz devalüasyonlara ezdirilmemelidir. Enflasyonla mücadele 2023’te de en önemli gündem olmalıdır. Biz rakamsal büyüme değil, kaliteli ve üretime dayanan gerçek bir büyüme istiyoruz. Dünya ekonomisine entegre bir Türkiye’nin bilimsel temelli bir ekonomik politikayla hareket etmesi gerekir. Hukukun üstünlüğü ekonomi ile doğrudan bağlantılı bir konu. Hukuk devleti olmak iç ve dış yatırımların temeli ve güvencesidir. Güven veren bir demokrasi ekonominin de temelidir. Ekonomideki yapısal reformlar artık bir slogan olmaktan çıkmalı ve korkusuzca uygulamaya girmelidir. Ekonomi ülkenin temel gündemi olmalıdır. Ama yarattığı sorunlarla değil, reformlarla, yasalarla, desteklerle gündem olmalıdır. Artık faiz, enflasyon ve kur krizleri akılcı ve tabanın sesine kulak verilerek hayatımızdan çıkmalıdır. İş dünyası umudunu asla kaybetmez. Kurulan her yeni dünya fırsatları da beraberinde getirir. Yeter ki ortak akılda buluşalım, birbirimize kulak verelim ve yapay ayrışmalarla ülkemizin enerjisini tüketmeyelim. 
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak, geleneklerimizden gelen sorumluluk bilinciyle, başta üyelerimize daha iyi hizmet sunmak, kentimizin rekabet ve yatırım avantajlarını ön saflara taşımak, yatırımların takipçisi olmak önceliğimiz olacaktır. 2023 yılının üyelerimize, Mersin’e ve ülkemize önce sağlık ve huzur,  sonra bol kazançlı günler getirmesini diliyoruz.