Kızıltan” Bu Sorunu Atlatacağımıza İnanıyoruz”
Kızıltan; "Dün, Sayın Cumhurbaşkanımız korona virüs salgınının ekonomiye zarar vermemesi için “Ekonomi İstikrar Kalkanı” isimli önlemler paketini açıkladı. Bunun 100 milyar TL’lik bir paket olduğunu belirtti. Ekonomisi gerek üretim, gerek ticaret, gerekse turizm ve lojistikte küçük ve orta ölçekli firmalara dayanan -yüz binlerce küçük esnafı da düşünürsek- ülke ekonomimiz için firmalarımızın tek başına altından kalkamayacağı bir sorundan bahsediyoruz. Bu anlamda bu önlemlerin daha da arttırılacağına ve bu paketin esnek bir paket, yani şartlara göre değişebilecek olduğuna, inanıyoruz.
Açıklanan önlemlere baktığımızda:
Türkiye’nin hayati sektörlerindeki muhtasar ve KDV tevkifatı ile SGK primlerinin Nisan, Mayıs ve Haziran ödemelerini 6’şar ay ertelenmesi istihdamın sürekliliği ve ekonominin kesintiye uğramaması için yerinde bir karar olmuştur. Akaryakıt istasyonları perakende olmaları nedeniyle bu madde uygulanacak mı akaryakıt istasyonlarına, bu konudaki belirsizlik umarız giderilir.
KOVİD-19 salgınıyla ilgili tedbirlerden etkilendiği için nakit akışı bozulan firmaların bankalara olan kredi anapara ve faiz ödemelerinin asgari 3 ay ötelenerek ve gerektiğinde bunlara ilave finansman desteğinin sağlanması çok önemli. Burada faizsiz öteleneceği belirtilmemiş, ‘faizsiz ötelenecek’ diye belirtilmesi yerinde olur.
KOBİ niteliğindeki hiçbir işletmenin bu süreci kendi imkanlarıyla atlatma şansı yok. Yaşanan süreç, işletmelerin nakit akışlarını bozan bir süreç; kredi, çek, kira, kredi kartı, maaş ödemeleri, SGK primi ve vergi borçlarının ödenmesi, bozulan süreçte altından kalkılamayacak boyutlara ulaşabilecektir. Bu paketin içinde çeklerin ötelenmesi ile ilgili herhangi bir notun olmaması da üyelerimizin dikkatini çekmiştir. Bunun da düzeltilmesi talep ediliyor. Paket açıklandıktan sonra birçok üyemizden, çek ödemelerinin de ötelenmesi ile ilgili yoğun talepler aldık. Paketin bu anlamda detayda daha genişlemesi gerektiğini düşünüyoruz.
İhracattaki geçici yavaşlama sürecinde kapasite kullanım oranlarının korunması amacıyla ihracatçıya stok finansmanı desteği verilmesi yerinde bir karar, fakat öte yandan ihracat yapmak isteyen ama sınır kapılarındaki sorunlardan dolayı yapamayan ihracatçımıza da destek olunması gerekiyor. Özellikle Irak ve İran ile çalışan tüm sektörler ürünleri teslim etmekte sıkıntı yaşamaktadırlar. Et, beyaz et, yumurta ve gıda ürünleri gibi hassas ürünlerin bekleme şansı yok. Sağlık sektöründeki kısıtlamalardan dolayı sürekli yapılan ihracatın bu engellere takılması, firmaların müşterileri nezdinde itibar kayıplarına neden olmaktadır ve ihracat kaybı yaşanmaktadır.
Bu dönemde işleri kesinlikle olumsuz etkilenen ve bu olumsuzluğun artacağı aşikar olan esnaf ve sanatkârların Halkbank’a olan kredi borçlarının, Nisan, Mayıs ve Haziran anapara ve faiz ödemelerini 3 ay süreyle ve faizsiz olarak ertelenmesini yerinde bir karar olarak görüyoruz. Bunun uygun kredilerle desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Halkbank’ın yanı sıra, bu maddeyi Ziraat Bankası, Vakıfbank gibi diğer devlet bankaları da uygulaması gerekir. Kredi Garanti Fonu limitini 25 milyar liradan 50 milyar liraya çıkartılacak olması, kredilerde önceliği gelişmelerden olumsuz etkilendiği için likidite ihtiyacı oluşan ve teminat açığı bulunan firmalar ile KOBİ’lere verilecek olması yerinde ama bu sorunun ekonominin tüm paydaşlarını etkileyeceği aşikar.
Bankaların reel sektöre olan yaklaşımlarında dikkatli adım atmaları sağlanmalı, kredi geri çağırmaları, çek, kredi/kredi kartı borçlarından dolayı cezayi şartları devreye almaları inceleme ve onaya tabi olmalıdır. Krediler verilirken gerçekten ihtiyacı olan ve işi için kullanacak firmalara verilmeli bu krediler. Bu paket kapsamında özellikle bankaların yapacağı uygulamaların derhal başlatılması ve son derece süratli uygulanması gerekiyor.
Virüsün yayılmasına karşı alınan tedbirlerin etkisiyle Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında temerrüde düşen firmaların kredi siciline “mücbir sebep” notu düşülmesi önemli ama bu kredilerin ödemelerinde de uzun vadeli ve faizsiz çözümlere gidilmelidir. Çünkü bu sorunun kendisinin ve etkilerinin ne kadar süreceği belli değil.
Stopaj gibi kaynağında yapılan kesintilerin ödemelerini içeren muhtasar beyannamelerin sürelerini 3 ay ertelenmesi, asgari ücret desteğini devam ettirilmesi, kısa çalışma ödeneğinin devreye alınacak olması, bundan faydalanmak için gereken süreçleri kolaylaştırılacak ve hızlandırılacak olması yerinde bir karar. Özellikle, işletmelerin kapanmasından dolayı çalışan mağduriyetinin önlenmesi adına kısa çalışma ödeneği şartlarının kolaylaştırılması gerekiyor. Bu hem işletmeler hem de çalışan mağduriyeti için çok önemli bir konu. Böylece faaliyetine ara veren işyerlerindeki işçilere geçici bir gelir desteği verirken, işverenlerin de maliyetini azaltmış olacaktır.
Vatandaşlarımız için uygun ve avantajlı şartlarda sosyal amaçlı kredi paketlerinin devreye alınmasını piyasaların canlanması için önemli. En düşük emekli maaşını 1.500 liraya yükseltilmesi, emeklilerin bayram ikramiyesini Nisan ayı başında ödenmesi, yine emeklilerimizin maaş promosyon ödemelerinin de, şubelere gitmelerine gerek kalmaksızın, doğrudan hesaplarına yatırılması, Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın belirlediği kriterlere göre ihtiyaç sahibi ailelere yapılacak nakdi yardımlar için ilave 2 milyar liralık bir kaynak ayrılması gibi önlemler; hem emekli ve dar gelirli vatandaşlarımızın da bu süreçte az da olsa rahatlamasını, hem de piyasaların tamamen kapanmasının önüne geçilmesini ve ayrıca psikolojik olarak sosyal bir destek ve güven hissi yaratacaktır.
Yine üyelerimizden aldığımız bildirimlerde, tarım ve eğitim sektörünün pakette yer almaması da önemli bir eksiklik olarak görünüyor. Küçük esnafa nefes kredileri dağıtılmalı ve çek ödemelerinin ötelenmesi de birçok esnaf ve işinsanı tarafından talep ediliyor. KDV indiriminin daha da yaygınlaştırılması gelen talepler arasındadır.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası olarak, Mersin ve bölgemiz özelinde tüm ekonomik gelişmeleri, sorun ve sıkıntıları yakından takip ediyoruz. Tüm üyelerimiz ve ekonomik dinamiklerle iş birliği içinde çalışıyoruz, sorunları yetkililere anında iletiyoruz. Her an iş dünyamızın yanındayız. Sağlık her şeyin üzerindedir. Bir yandan gerek devlet gerekse vatandaşlar olarak gereken tüm önemleri almak, öte yandan ekonomimizi, sosyal huzurumuzu ve moralimizi de güçlü tutmak zorundayız.
Bu durumda işinsanları ve esnaflar olarak dayanışma içinde olmalıyız, birbirimizle olan alışverişlerimizde, kira ödemelerimizde, tahsilatlarımızda ve ödemelerimizde içinde bulunduğumuz şartları göz önüne alarak anlayışlı davranmalıyız. El birliği, hassasiyet, sorumluluk bilinci ve bir birimize saygı ile bu sorunu atlatacağımıza inanıyoruz. Unutmamalıyız ki; bu kriz dünya genelinde, küresel bir krizdir"