Bakan Pakdemirli Tarım Sektörüyle Buluştu
MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ö. Abdullah Özdemir ve sektör temsilcilerinin bahsettiği sorunları ve talepleri dinleyerek not alan Bakan Pakdemirli, bakanlık olarak planladıkları çalışmaları anlatıp, özellikle kuraklık ve su yönetimine dair politikalar üzerine yoğunlaşacaklarını bildirdi. Bakanlığın yürüttüğü faaliyetlerle Türkiye’deki tarımsal ürün üretim ve ihracat rakamları hakkında bilgi paylaşan Pakdemirli, artan nüfusun ihtiyacının karşılanması adına önümüzdeki süreçte çok daha fazla üretim yapılması, su kaynaklarının doğru kullanılması gerektiğini vurguladı.
Kızıltan: “Faydalı böcek üretimine önem verilmeli”
Tarım sektörünün Mersin ekonomisi açısından önemine dikkat çeken MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ardından sektörün beklentilerini sıraladı. Türkiye tarımındaki sürdürülebilirliği ve toprak kalitesini engelleyen en temel sorun olarak yanlış tarımsal ilaç kullanımını gösteren Kızıltan, “Özellikle kaçak ilaç kullanımı büyük sorun. Yanlış ilaç kullanımından dolayı ürünler ihracattan geri dönüyor. Önce ilacın ithalatına izin veriliyor, sonra yasaklanıyor. Yasaklanan bu ilaçlar ise bayilerin elinde kalıyor ve bayiler yasal yolla ve izinle ithal edilen bu ilaçları satmak zorunda kalıyor” dedi. Toprağı koruma ve üretimi arttırma adına, ilacın doğal alternatifi olan faydalı böcek üretimine önem verilmesi gerektiğini vurgulayan Kızıltan, tarım enstitülerinin bu konuda görevlendirilmesini talep etti. Gübre fiyatlarına da değinip çok yüksek olmasına rağmen piyasada yeterince gübre bulunmadığını ifade eden Kızıltan, “Önlem alınmazsa gübre arzı gelecekte tarımın en büyük sorunlarından olacak” dedi. Kızıltan konuşmasında şu sorunlara değindi:
“Vahşi sulama yasaklanmalı”
“Özellikle yağlı tohumların üretimindeki yetersizlik yemeklik yağ fiyatlarının artışına neden olmakta. Ülkemiz iklim olarak zeytin için bir cennettir. Ama ne yazık ki yeterli üretimimiz yok. Zeytinyağı fiyatları da bundan dolayı artıyor. Gübre, ilaç, su, elektrik, makine, akaryakıt gibi tarımsal girdi fiyatları aşırı arttı. Sadece daha çok, daha verimli ve daha katma değerli üretim yaparak bu girdi fiyatlarının olumsuz etkilerini minimize edebiliriz. Birlik ve kooperatifler mutlaka güçlendirilmelidir. Kuraklık dünyanın büyük sorunu haline geliyor. Çukurova bu sorundan en çok etkilenen bölge. Su kaynaklarını doğru kullanmak adına vahşi sulama yasaklanmalı. Kuraklık konusunda çiftçilerimiz eğitilmeli, çok su tüketen ürün yerine kuraklığa dayanıklı çeşitlerin üretimi özendirilmeli. Sulamada kapalı sistem ve damlama sistemi ile su tasarrufuna daha fazla özen gösterilmesi sağlanmalı. Ekilmeyen, çeşitli nedenlerle boş kalan tüm tarım alanlarımız hızla üretime açılmalıdır. Bu işleri yapmak üzere, kırsala göç özendirilmeli. Organik tarım üretimi özendirilmeli ve daha sıkı kontrol altına alınmalıdır. Ülkemizin geçmişte güçlü olduğu geleneksel bakliyat ve pamuk üretimine tekrar planlı şekilde başlanmalıdır. Tarımsal üretimde katma değer yaratan en önemli şeylerden biri ihracattır. Ancak, ihracatta çok fazla analiz isteniyor. Üstelik, analiz ücretleri de çok yüksek. Analiz zorunluluğunun tamamen kaldırılması, en azından bir geçiş aşaması olarak “iyi tarım uygulamaları” yapan veya “Global Gap” belgesine sahip firmalar bu analizlerden muaf tutulmalıdır.”
Özdemir: “Geleceğe dönük plan yapmalıyız”
Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ö. Abdullah Özdemir ise bakliyat sektörünün taleplerine değindi. 1980’li yıllarda Türkiye’nin bakliyattaki gücünü özetleyen Özdemir, bugün yine aynı güce ulaşabilmek adına sektörün beklentilerini şöyle sıraladı:
“1 – Sertifikalı tohum üretimi ve kullanımı yaygınlaşmalı.
2 – Nadas alanlarının üretime kazandırılması projesi üzerine eğilmeli.
3 – Baklagiller münavebeli ekim şartına göre zorunlu hale getirilmeli.
4 – Bakliyatta ar-ge çalışmaları ve sanayi işbirliği güçlendirilmeli.
5 – Tohum ıslah çalışmalarında üretici, tüketici ve sanayici tercihleri göz önüne alınmalı.
6 – Bakliyatta yüksek katma değerli ürünlerin geliştirilmesine yönelik politikalar oluşmalı. Türev ürünlere yönelme zamanı gelmiştir.
7 – Havza bazlı destekleme modeli yeniden ele alınmalı.”